Annesi ona Samed Behrengi’nin “Küçük Kara Balık” hikayesini okumuş ve çok sevmişti. O muhteşem hikayedeki Kara Balık gibi kabına sığmaz olmuş, göllerden nehirlere, nehirlerden denizlere, denizlerden okyanuslara açılma fikriyle yanıp tutuşuyordu. Bir gün mutlaka bu hayalimi gerçekleştireceğim diyordu, kendi kendine. Hayaline ulaşmak için kendisine bir gemi inşa etti. Arkadaşları da mürettebatı olacak ve bütün dünyayı dolaşacaklardı. Başına şapkasını takıp dümenin başına geçti ve mürettebata “Yelkenler fora” diye seslendi. Gemi, rüzgârı arkasına alarak masmavi denizlere doğru yol almaya başladı. Martılar geminin üzerinde çığlık atıyor yeni keşiflerin haberini veriyordu. Uyandığında kendini tekne yatağında buldu çocuk. Hay Allah, her şey rüya mıydı? Belki de gerçekti! Kim bilir?